Bana yaşayacak vatan bırakmadılar

Farid Farjad: Bana yaşayacak vatan bırakmadılar

30 yıla yakın bir süredir Türkiye’ye gelen ve şu anda Anadolu turnesinde olan  Farid Farjad 15 Ekim günü Caddebostan Kültür Merkezi’nde dinleyiciyle buluştu. 8 yaşından beri keman çalan İranlı müzisyen Farid Farjad, 1938 yılında Tahran’da doğmuş ve şu an dünyanın en ünlü keman virtüözlerinin arasında. “Kemanı ağlatan adam” olarak ta bilinen Farjad’a piyanoda Armen Aharonian eşlik etti. Konserin son bölümünde çaldığı Kürt ezgileri sebebiyle salonu bazı dinleyicilerin terk etmesine rağmen konser ayakta alkışlandı. Duygusal anların da yaşandığı konserde  Farid Farjad, Türkiye’de olmaktan çok mutlu olduğunu ve öldüğünde bu topraklara gömülmek istediğini söyleyerek şu mesajları verdi: “ Allah bize çok güzel bir hediye vermiş ve bu hediye müziktir. Ben bu müzikle insanlara sevgi ve mutluluk vermek istiyorum ama benim hükümetim bundan korkuyor. Bugün İran’daki anneler bebeklerine ninni söylemeye bile korkuyor. Bundan daha büyük bir facia olamaz. Eğer bir kız ve erkeği beraber yakalarlarsa onların ağızlarını koklayarak birbirlerine ‘Seni seviyorum’ deyip demediklerine bakıyorlar. İran’da sevmek günahtır, müzik günahtır. Ben buraya kemanımı çalmak ve halkımın sesini duyurmak için geldim…” 8. konserini bugün Kültür Üniversitesi’nde verecek olan Farid Farjad konser sonrasında çok yorgun olmasına rağmen bizlerle röportaj yapmayı kabul etti.

>>İslam Devrimi hayatınızı nasıl etkiledi? İslam Devrimi’nin müzik ve sanat üzerinde ne gibi etkileri oldu?
Öncelikle kendi memleketimi terk etmek zorunda kaldım. Müzik aletlerini kırıp, yok ettiler. Benim için her şeyin sonu oldu, çünkü müziğe ve sanatçıya değer vermediler. Humeyni yalan söyleyerek başa geçti ve devrimin ilk senelerinde bütün müzik aletlerini kırdılar ve hepsi yasaklandı. Sanatla, müzikle uğraşan ve açık görüşlü insanları istemediler. Kendi hükümetlerinin temelini sağlamlaştırmak için Irak savaşını bahane ettiler ve 8 sene süren bu savaşı sürdürdüler. Savaş boyunca 1 milyon kişi hayatını kaybetti. İslam adına 9 yaşındaki kızları evlendiriyorlar, 12 yaşındaki çocukları idam ediyorlar, 6 yaşındaki kızları başörtüsüyle okula gitmeye zorluyorlar… daha ne söyleyeyim. Kimin sesi çıkarsa hemen hapse gönderiliyor ve onu bir avukat savunursa, onu da cezalandırıyorlar.

>>“Kemanı ağlatan adam” olarak biliniyorsunuz ve çok hüzünlü bir üslubunuz var. Bu hüznün sebebi nedir ve nerden geliyor?
Benim milletimin sesidir! Benim milletim 32 senedir ağlıyor ve buna dünya şahit. Ama kimse algılamıyor. Büyük devletlerin liderleri bile sessiz kalıyorlar ve hepsi kendi menfaatlerinin peşinde. Nükleer silahları bahane ederek İran’ın doğal kaynaklarına göz dikmiş durumdalar. Onların ilgilendikleri gaz ve petrol. İran’da olup biten kimsenin umurunda değil.

>>Konser sonrasında Türkiye’ye gömülmek istediğinizi söylediniz. Bu sevginin sebebi nedir? Türkiye’yi ve halkını neden bu kadar çok seviyorsunuz?
Bana vatan bırakmadılar ki! Benim memleketim bir sürü dolandırıcı ve hırsız tarafından işgal edilmiş durumda. Halk ise bu işgalcilerin esiri konumunda. Türkiye’de de İslam var, İran’da da ama neden ikisi farklı? Humeyni yazdığı kitapta bir çocukla bile yatabilirsiniz diyor. Bu o kadar saçma ki…

Kendisi çok gergin ve yorgun olduğu için röportaja daha fazla devam edemiyoruz.

 

 

ALPER APAYDIN
 

 

 

 

Üresin çokeşlilik istedi, dayağı savundu

Fatih ve Eyüp Belediyelerinin danışmanı, gerici kesimin yaşam koçu Sibel Üresin'den kadınlara hakaret eden açıklamalar: "Kadın çokeşliliği kurtuluş olarak görmelidir, çokeşlilik kızların evde kalma sorunlarını ortadan kaldırır, kadınların yüzde 80'i dilinden dayak yiyor"

Fatih, Ümraniye, Bahçelievler, Eyüp gibi birçok belediye ve kurumlar için aile içi iletişim seminerleri veren Sibel Üresin, çokeşliliğin yasalaşması gerektiğini savundu. Üresin, “Zaten çokeşlilik var. Erkeklerin yüzde 85’i aldatıyor. Bu muhafazakâr kesimde ‘imam nikâhlı eş’, diğer kesimde ‘metres’ adını alıyor” diyor.

Üresin, çokeşliliği "zengin ve cinsel gücü fazla" erkekler için bir hak olarak görürken, kadınların dayağı hak ettiğini savundu.

Habertürk gazetesine konuşan Sibel Üresin, kısaca şunları söyledi:

‘Kadın ortada kalmaz’
“Erkek, bir başkasıyla imam nikâhı yapacağı zaman karısından izin almak zorunda değil. 4’üncü kadına kadar imam nikâhıyla evlenebilir. Ancak 2., 3. ve 4. eşler suiistimal ediliyor. ‘Boş ol’ dendiği zaman kadın ortada kalıyor. Bu nedenle çokeşlilik yasalaşmalı. Yasanın çıkması demek, erkeğin malvarlığına ortak gelmesi demek. Çokeşlilik dinimizde var. Herkes yapamaz ama yapana ‘Niye yaptın?’ diyemezsiniz, şirke girer. Kuran’da var.”

‘Çokeşli olurdum’
“Zengin, kariyerli, parası olan ve cinsel gücü fazla olan erkek çokeşliliği seçebiliyor. Hiçbir kadın fakir bir adamın ikinci karısı olmaz. Erkek, daha cilveli, daha çok gülen, cinsel anlamda kendisini mutlu eden kadına koşuyor. Erkek olsam, çokeşli olurdum.”

‘Erkek için haklı arayış’
“Bir erkek, kadında arkadaşlık, cinsellik, annelik ve ev kadınlığı arar. Bu özellikleri taşımıyorsanız, eşiniz tarafından aldatılmaya hazır olmalısınız. Erkek için bu haklı bir arayıştır. Bir ayrılık yaşaması durumunda yaşayacaklarının tahlilini sağlıklı yapan bir kadın, bence çokeşliliği kurtuluş olarak görmelidir. Boşandığında kaybedecekleri, kazanacaklarından fazla olan kadın, kalmayı tercih ediyor. Çokeşlilikte asıl ağır fatura erkeğe çıkıyor. Madden ve manen zarara uğruyor. Açıkça çokeşli olduğunu itiraf edenleri alkışlıyorum ve kutluyorum.”

‘Çarpık ilişkileri önler’
“Erkek, eşleri arasında gerek maddi, gerekse manevi açıdan adaletli davranmalı. Erkek adaletsizlik yaparsa, kendi cehennemini hazırlamış olur. Örneğin Kanuni Sultan Süleyman, dizide adaleti sağlayamıyor. Çokeşlilik, toplumdaki çarpık ilişkileri ve kızların evde kalma sorunlarının ortadan kalkması noktasında da ciddi rol oynayacaktır.”

‘Kadın itaat eder’
“Dayak ve aldatma bana göre boşanma sebebi değil. Türkiye’deki kadınların yüzde 80’i dilinden dayak yiyor. Yatak odasında mutlu olmayan kadın, her durumda problemlidir. Muhafazakâr kesimde kadın evde daha süslü, daha şık. Ailede mutluluğun sağlanmasının bazı şartları var. Kadın kocasına itaat etmeli. Erkek de karısına Allah’ın emaneti olarak davranmalı.”

www.sol.org.tr

Chat deneyinde ürkütücü manzara

Türkiye'de ve dünyada çocuk istismarı gün geçtikçe artıyor. Son olarak internet üzerinden yapılan bir deney pedofilinin korkunç boyutlara vardığını gözler önüne serdi.

Pedagog Barış Çiçek'in "Sesimi Duyan Var mı?" adlı kitabında bahsettiği deneye göre; çocuk istismarını araştırmak için takma isimle internetteki sohbet sitelerinden birine girdi ve kendini 10 yaşında, ilkokul öğrencisi bir kız çocuğu olarak tanıttı. İnandırıcı olabilemek için kasıtlı imla hataları yaptı. "Begüm10" ismiyle siteye kaydolan Çiçek'e ilk 28 dakika içinde 100 kişi mesaj gönderdi ve bunların 43'ü cinsel içerikliydi. Çicek 43 mesaja da 10 yaşında olduğunu söyleyerek cevap vermesine rağmen sadece 1 kişi özür dileyip konuşmayı sonlandırdı, geri kalanlar ise konuşmaya devam edebilmek için büyük çaba sarfettiler ve "Begüm10" rumuzlu Çiçek'e, cinselliği öğretmeyi teklif ettiler. Barış Çiçek kitabında bu olayı aktarırken anne babaların paniklemesini istemediği için sohbetlerin içeriğini hafifleterek aktardığını belirtti.

İnternette var olan çocuk pornografisi konusunda çalışmalar yapan Telefono Arcobaleno, araştırmasına göre tüm dünyada internette çocuk istismarı 2003 yılından bu yana %149 büyümüş ve hala büyümeye devam ediyor. Araştırmaya göre, 20 milyar online hareket, 36.149 çocuğa ait 1 milyon 700 bin adet istismar görüntüsünün dolaşımına sebep olmuş, bu çocuklardan %42 sinin 7 yaş altı ve %77 sinin 9 yaş altı olduğunu belirtilmiş.

Dünyada durum bu iken Türkiye'de ise durum çok daha kötü. Dünyada cinsel istismar oranı %1 ile %10 arasında olmasına karşın, Türkiye'de bu oran %53'lere kadar çıkıyor. Son dönemde toplumdaki muhafazakarlaşmayla birlikte artan yozlaşma ve çürüme sonucunda çocuklara uygulanan taciz ve tecavüz vakaları ciddi bir artış gösterdi. AKP iktidarı ise bir yandan Hüseyin Üzmez gibi tacizcileri koruyarak suçluları cesaretlendiriyor, bir yandan da "tecavüzcüler hadım edilsin" gibi akıl dışı önermelerle çocuk istismarının toplumsal nedenlerini gizlemeye çalışıyor.

Kaynak:(soL - Kadın)

 
 
 
 
 
 
 
 
Simmern.de Anadil Eğitimi toplantısı yapıldı.

Bad Kreuznach Halk Kültür Evi 28 Kasım Pazar günü Simmern.de yeni kurulan Atatürk Düşünce Derneği,nin Girişimiyle

Die Gastenin ///. Anadilli ve Eğitim toplantısı yapıldı. O toplantıya Halk Kültür Eviden 3 Arkadaş H. Yıldrım, S Yeler ve K. Genç katıldık.

Die Gaste Adına katılan Zeynel  KORKMAZ, Ozan Dağhan, Engin KUNTER,inde konuşmacı olarak katıldıkaları toplantıda Gündem olan, Anadili

ve eğitim Semineri yaıldı. Can alıcı nokta bir çocuğun ilerde başarılı ola bilmesi için, kendi anadilini iyi kavrayıp konuşa bilmesi idi.

Anadili iyi bilen bir çocuk yabancı dilde de başarılı olur. Anadil için vurguları ve bağlamları düzgün öğrenmesine bağlı yabancı dilde de

 başarılı olur anlamında bilgilendirme seminerin sonunda soru ve cevaplar bölümünden sonra sohbet  bölümüne geçildi.

Simmern ve Civarından gelen insanlarla, iyi temaslarımız oldu. Kendi aramızda yaptığımız konuşmalarda, Arkadaşlara ikna edici güzel cevaplar

tarafımızdan verildi. ve bizleri can kulağıyla dinlediler bizlerdeki senelerin dernek çalışmalarında edidiğimiz bilgilerle insanları mümkün

mertebe ikna edici konuşmalar yaparak Arkadaşlarla hoşça ve dostça konuşmalardan sonra vedalaşarak ayrıldık Halk Kültür Evi olarak

güzel konuşmalarımızla iyi bir izlenimle ayrıldık.

28 kASIM 2010

Halk Kültür Evi  adına bu yazıyı Halk Kültür Evi Hazırlayan onursal üyesi

 

 

H. YILDIRIM.

 

 Ne Sorarsın Soyumu Sopumu-

Ben bir dünya insanıyım

Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşıyım

ben İnsanlığın Güzelin Aşığıyım

Halkım ben ırkçığa karşıyım

 

Şöven Milliyetçi değilim

Atcı,itci,popcu değilim

Tüm halkları Severim

İnsanın İnsan  değerini öğerim

 

Dünyada ne kadar ulus varsı ise

Ne kadar Halk var ise

Beyaz,Sarı,Kara ve melez

İşte ben onlardan olan insanım

Renkleri,ve tonlrı Sarı,beyaz olur

İnsanlardan başka bunun tersimi olur.

İnsandan başka neyin Cibiliyeti olur

İnsanlığı beğenmeyenin

 

Kılmışım insanlıkta karar

Onun için bu dünya insanıyım

Sende gel dünya insanı ol

İnsan oldum için insan hayranıyım

 

Şu dünyadan neleri geldi geçti

Kimi zalim. Kimi alim, Kimi hain

Kimler baki kaldı yok olup gitti kavim kavim

daha ne arrasın be hin oğlu hin

Hıdırım piri fani olarak geldim

Türkiye Cumhuriyetinde doğdum

Güzeldir Ülkem Vatanım yurdum

Açta olsam, Tokta olsam, dünyadır yurdum..

Halk Kültür Evi

Onursal Üyesi Hıdır Yıldırım  (Piri fani)

8 .Ocak .2011

 

 

 

 

 

 

Değerli arkadaşlar yakın bir tanıdıgımın yaşadığı olayı çok kısa bişekilde sizlerde

 Paylaşmak istiyorum türkiyeden buraya turist olarak  sadece 1 aylık gelmek istiyen  ailesinden birine ankara konsolosluğuna randevu için telefon açtığında sorduklari ilk şeylerden biri başörtüsü varmı ve daha sonra konsolosluktaki davranIşlarInInda hiç düzgün olmadigini anlattIlar.bir soru sordugunda ben size konuşun dedim mi demiş ben sormadan konuşma demişler.yani anlıcağınız hepimiz bu durumlara düşebiliriz.sizleri bilgilendirmek istedim saygılar başarılar diliyorum....

  TARİH:05.12.2010

  Yorgun

 

Site durchsuchen

© 2010 Halk Kültür Evi . Yazıların içeriyi yazarlara aittir.